Dünyanın en kalabalık ve hızlı büyüyen ülkesi olan Çin’de alım gücünün artmasıyla binek araçlara olan talep artıyor. Bu artan talep hava kirliliğini de beraberinde getirerek hükümeti alternatif yakıt arayışına itiyor. Bitkilerden elde edilen etanol’ün alternatif yakıt olarak kullanılması ve araçların bu yakıt türünü kullanmaya uygun hale getirilmesi; ayrıca hybrid ve elektrikli araçlar için geniş bir bütçe ayrılması Çinlilerin bu konuda ne kadar ciddi olduklarını gösteriyor.
Önümüzdeki 3 sene içerisinde toplam enerji kapasitesini yüzde 50 arttırması beklenen Çin’de su kaynaklarının sınırlı olması ve yeterli arazi olmaması nedeniyle biyoteknoloji alanında yüksek maliyetli yatırımlar yapılacak.
Petrol talebinin arzın çok üzerinde olması ve kömür üretiminin de yüksek karbon içermesinden dolayı hidroelektrik santrallerini arttıran Çin; doğalgaz, rüzgar ve nükleer enerji alanlarına yatırım yaparak enerji açığını kapatmayı planlıyor.
Dünyaya güneş panelleri, rüzgar tribünü ve hızlı tren gibi yüksek kalite ürünlerde ihraç eden Çin, yakın zamanda “ucuz ve düşük kaliteli Çin malı” imajını silmek üzere. Yaklaşık 13 bin kilometrelik hızlı tren ağı bulunan ülkede bu uzunluğun arttırılarak diğer ülkelerin toplam tren yolu ağından fazla olması bekleniyor.
Başta Apple’ın iPhone’u, LCD ve plazma tv gibi yüksek kalite ürünlerin yapımında kullanılan indiyum’un yüzde 97’sini tedarik eden Çin; pil, seramik sanayi ve nükleer silah yapımında kullanılan lityum madeninin de en büyük üreticisi konumunda bulunuyor.
Dünyanın en hızlı bilgisayarı Tianhe-1A’yı üreten Çin, nanoteknoloji ve diğer ileri teknolojileri kullanarak navigasyon sistemini de geliştirmek istiyor. En geç 2020’ye kadar 35 uydu ile şu an ABD’nin açık ara önde olduğu GPS sisteminde liderliği ele geçirmek isteyen Çin’e geleceğin süper gücü olarak bakılıyor.
Henüz yorum yapılmamış, sesinizi aşağıya ekleyin!